6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 18.06.2013 tarih ve 28681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik, 22.05.2002 tarihli ve 24762 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan İlkyardım Yönetmeliği
18.06.2013 tarih ve 28681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında
Yönetmeliğinin 11’inci maddesinde:
“MADDE 11 – (1) İşveren; işyerlerinde tehlike sınıflarını tespit eden Tebliğde belirlenmiş olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 30 çalışana, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 40 çalışana ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 50 çalışana kadar;
a) Arama, kurtarma ve tahliye,
b) Yangınla mücadele,
konularının her biri için uygun donanıma sahip ve özel eğitimli en az birer çalışanı destek elemanı olarak görevlendirir. İşyerinde bunları aşan sayılarda çalışanın bulunması halinde, tehlike sınıfına göre her 30, 40 ve 50’ye kadar çalışan için birer destek elemanı daha görevlendirir.
(2) İşveren, ilkyardım konusunda 22/5/2002 tarihli ve 24762 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İlkyardım Yönetmeliği esaslarına göre destek elemanı görevlendirir.” hükmü bulunmaktadır. Buna göre arama, kurtarma ve tahliye için bir, yangınla mücadele için bir olmak üzere iki eleman, ayrıca ilkyardım konusunda da İlkyardım Yönetmeliği’nde belirtilen sayı kadar personel görevlendirilmesi gerekmektedir. Ancak, işyerinin çalışan sayısı 10’dan az ise ve az tehlikeli sınıfta yer alıyorsa aynı Yönetmeliğin aynı maddesinin beşinci fıkrasına göre “10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü yerine getirmek üzere bir kişi görevlendirilmesi yeterlidir.” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla bu işyerlerinde; arama, kurtarma, tahliye ve yangınla mücadele için iki kişi yerine bir kişinin görevlendirilmesi yeterlidir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş
Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş
Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği
İşyerlerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin; çalışanlara, işyerine ve çevresine verebileceği
zararların ve bunlara karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla risk büyüklüğünün tahmin edilmesi ve
riskin kabul edilip edilemeyeceği konusunda karar vermeye yönelik kapsamlı bir çalışma olan risk
değerlendirmesi 6331 sayılı Kanun gereğince en az bir çalışanı bulunan (apartmanlar dahil) tüm işyerleri için
yasal bir zorunluluktur.
Bununla birlikte, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve
Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğinde risk değerlendirilmesinin nasıl ve kimler tarafından
gerçekleştirileceği, hangi adımların izleneceği, nasıl dokümante edileceği gibi hususlar ayrıntılı olarak yer
almaktadır.
Bu kapsamda, apartmanlar da dahil çalışanların bulunduğu her çalışma ortamı için risk değerlendirmesi yapılması
gerekmektedir
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin
Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 13’üncü maddesinde:
“Eğitimi verebilecek kişi ve kuruluşlar
MADDE 13 – (1) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri;
a) İşyerinde görevli iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri tarafından,
b) İşçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve ortak sağlık ve güvenlik birimleri tarafından, eğiticilerin Ek-1’deki eğitim programında yer alan konulara göre uzmanlık alanları dikkate alınarak belirlenmesi kaydıyla verilir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre işyerinde çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin, eğitimlerin verileceği işyerinin çalışanı niteliğinde olan bir iş güvenliği uzmanı tarafından veya işyerinin hizmet aldığı ortak sağlık ve güvenlik biriminin iş güvenliği uzmanı tarafından verilmesi gerekmektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 25.04.2013 tarihli ve 28628 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş
Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği
25.04.2013 tarihli ve 28628 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesi, periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişiyi; “Bu Yönetmelikte belirtilen iş ekipmanlarının teknik özelliklerinin gerektirdiği ve EK-III’te yer alan istisnalar saklı kalmak kaydıyla ilgili branşlardan mühendis, tekniker ve yüksek teknikerler” olarak tanımlamaktadır. Yönetmeliğin Ek-III’ünde ise periyodik kontrollere tabi iş ekipmanlarının hangi branşlardaki mühendisler ve teknikerler tarafından yapılacağı belirtilmektedir. Yönetmeliğin periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişilerin bildirimi ile ilgili 13 üncü maddesi 25 Nisan 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik,
20.07.2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
6331 sayılı Kanun’da tanımlanan işyerleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna tescil yapıldığı şekliyle esas alınır. Bu nedenle, SGK tescil numarası farklı her bir birim için tehlike sınıfı ve çalışan sayısı ayrı ayrı belirlenerek 6331 sayılı Kanun’dan doğan yükümlülükler bu birimlerin her biri için yerine getirilmelidir. Bununla birlikte, aynı işyerine bağlı ve aynı SGK sicil numarasına sahip olmak üzere farklı yerlerde alt birimleri olan kurumlar öncelikle işyeri sicil numarasının karşılık geldiği işyeri tehlike sınıfını belirlemeli ve çalışan sayısı hesabında alt birimler de dahil bütün çalışanların toplam sayısını almalıdır. Buna göre, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik ile 20.07.2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğin 12’nci maddeleri uyarınca iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli sayısı belirlenerek görevlendirme yapılır. Tam süreli istihdam gerekmediği hallerde, çalışan sayılarına göre işyerinin ihtiyacını karşılayan sayıda iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli; alt birimlere, merkezden bu hizmeti verebilir veya her bir alt birim kendi bünyesinde de bu kişileri istihdam edebilir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 29/12/2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan İş
Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği
29/12/2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi
Yönetmeliği uyarınca gerçekleştirilen risk değerlendirmeleri, söz konusu Yönetmeliğin “Dokümantasyon”
başlıklı 11 nci maddesinde belirtilen hususlara uygun şekilde dokümante edilmelidir.
Diğer taraftan, aynı Yönetmeliğin "Risk değerlendirmesi ekibi" başlıklı 6 ıncı maddesinde yer alan hüküm uyarınca bahsi geçen dokümanın yine aynı maddede sayılan kişilerden oluşan bir ekip tarafından hazırlanmış olması, dokümanın sayfalarının numaralandırılarak, gerçekleştiren kişiler tarafından her sayfasının paraflanıp, son sayfasının imzalanması ve denetimlerde gösterilmek üzere işyerinde saklanması gerekmekte, ayrıca herhangi bir kuruma gönderilmesinde gerek bulunmamaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na ve 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğe göre bir işyerinde iş güvenliği uzmanı olarak hizmet verecek kişilerin ya o işyerinin çalışanı olması ya da ortak sağlık ve güvenlik birimi çalışanı olarak görevlendirilmesi gerekmektedir. Serbest meslek makbuzu keserek iş güvenliği uzmanlığı yapılamaz.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 13.07.2013 tarihli ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik,
15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin
Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
13.07.2013 tarihli ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesinin birinci fıkrasına göre Yönetmeliğin Ek-1’indeki çizelgede yer alan işlerde çalışacakların, işe alınmadan önce, mesleki eğitime tabi tutulmaları ve aynı Yönetmeliğin 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden birisine sahip olmaları zorunludur. Diğer yandan işyerinin tehlike sınıfına bakılmaksızın Yönetmeliğin EK-1’indeki listede sayılan ve yapılacak veya yapılan işin tehlikeli veya çok tehlikeli olarak belirlenmesi, mesleki eğitim alma zorunluluğu için yeterlidir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 13.07.2013 tarihli ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Çalışanların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik
Mesleki eğitim belgesi ait olduğu iş kapsamında geçerli olup, 13.7.2013 tarihli ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Çalışanların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik” in Ek-1 listesinde mesleki eğitim alma zorunluluğu olan ikinci bir faaliyetin yerine getirilmesi durumunda ilgili faaliyet konusunda mesleki eğitime sahip olmak zorunludur.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Gebe
veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 3 üncü maddesinde, çalışan; ‘kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi ifade eder’ şeklinde tanımlanmıştır. Bununla birlikte, 16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”in kapsamındaki işyerleri, söz konusu Kanun kapsamında kadın çalışan çalıştıran işyerleridir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, sezonluk ya da yabancı uyruklu kadın çalışan gibi sınıflandırmalar gözetmeksizin Kanun ve Yönetmelik hükümleri tüm kadın çalışanlar için uygulanır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk
Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”
16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”in “Uygulamada öncelik” başlıklı 5 inci maddesinde aşağıdaki hükümlere yer verilmiştir:
“MADDE 5 - (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında öncelikle çalışanın tabi olduğu ilgili mevzuat
hükümleri dikkate alınır.
(2) 6331 sayılı Kanun kapsamında olup kendi özel mevzuatlarında hüküm bulunmaması halinde çalışanlar
açısından bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.
(3) Bu Yönetmeliğin oda ve yurtlarla ilgili dördüncü bölümünde yer alan hükümlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren çalışanlar için uygulanmasında, 8/12/1987 tarihli ve 19658 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Açılacak Çocuk Bakımevleri Hakkında Yönetmelik hükümleri saklıdır.
(4) Oda ve yurt açma yükümlülüğü için çalışan sayısı bakımından statü ayrımı yapılmaksızın 6331 sayılı Kanuna tabi bütün çalışanlar hesaba katılır. Ancak bu çalışanların kendi özel mevzuatlarına göre kurulmuş oda, yurt, kreş veya çocuk bakımevinin bulunması halinde söz konusu yükümlülük yerine getirilmiş sayılır.” Söz konusu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, Yönetmelik hükümleri uygulanırken öncelikle çalışanın tabi olduğu ilgili mevzuat hükümlerinin dikkate alınacağı; kendi özel mevzuatlarında hüküm bulunmaması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Yönetmeliğin tüm hükümleri için ‘Uygulamada öncelik’ maddesi geçerlidir. Bununla birlikte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda aşağıdaki hususlara yer verilmiştir:
"Günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışma saat ve usulünün tesbiti:
Madde 101 – (Değişik: 132/2011-6111/105 md.)
Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan Devlet memurlarının çalışma saat ve şekilleri
kurumlarınca düzenlenir.
Ancak, kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her
hâlde hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki iki yıl süreyle gece nöbeti ve gece
vardiyası görevi verilemez. Engelli memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez”.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, 16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım
Yurtlarına Dair Yönetmelik
16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”in çalışma saatleri ile ilgili 9 uncu maddesinde “Gebe veya emziren çalışan günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamaz” ifadesi yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 66 ncı maddesine göre, çocuk emziren kadın çalışanların çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler, günlük çalışma süresinden sayılan haller arasında yer almaktadır. Bahsi geçen mevzuat hükümleri uyarınca, gebe veya emziren çalışan günde en fazla 7,5 saat çalıştırılır, emziren çalışanın 1,5 saatlik süt izni çalışma süresinden sayılır ve bu nedenle çalışanın günlük fiili çalışma süresi süt izni düşüldükten sonra 6 saati geçemez.
4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım
Yurtlarına Dair Yönetmelik”
Çalışanın tabi olduğu mevzuat hükümleri saklı kaymak kaydıyla analık ve süt izninde 22/5/2003 tarihli ve 4857
sayılı İş Kanununun 74 üncü maddesi hükümleri uygulanacaktır. Buna göre, aynı maddenin son fıkrasında
belirtildiği üzere bir yaşından küçük çocuklarını emziren çalışanlar, süt izni süresinin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanacağını çalışanın kendisince belirleyebileceğine ilişkin açık hüküm bulunduğundan söz
konusu duruma ilişkin değerlendirme çalışan tarafından yapılır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Gebe
veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik”
16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’te sadece işyerinde oda veya yurt açan işverenin bildirimde bulunması hüküm altına alınmış, bu kapsamda yapılan sözleşmelerin Bakanlığımız birimlerine bildirimine gerek olmadığı belirtilmiştir. Ancak ilgili belgelerin denetimlerde gerek duyulması halinde incelenmek üzere kayıt altına alınması gerekmektedir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 16/8/2013 tarih ve 28737 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım
Yurtlarına Dair Yönetmelik”
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki,
Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’in “İş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü” başlıklı 5
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde;
“MADDE 5 – (1) ……
a) (Değişik:RG-11/10/2013-28792) Çalışanları arasından 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendindeki niteliklere sahip çalışanı, işyerinin tehlike sınıfı ve çalışan sayısını dikkate alarak iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, söz konusu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde açıklanan niteliğe sahip olunması halinde, işyerinde sürdürülen asli görevin yanı sıra iş güvenliği uzmanlığı hizmeti için de sözleşme yapılabilir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 24/12/2013 tarihli ve 28861 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik
24/12/2013 tarihli ve 28861 sayılı Resmi Gazete’de, kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere ondan az çalışanı bulunanlardan, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için sağlanacak desteğin usul ve esaslarının belirlendiği, İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik, yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Yönetmelik az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerini kapsamamakta olup, 6331 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile bu konu hususunda bir düzenleme yapılması ise Bakanlar Kurulu uhdesine bırakılmıştır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,
24/12/2013 tarihli ve 28861 sayılı Resmi Gazete’de İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 7 inci maddesi iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesine yönelik usul ve esasları belirtmektedir. Bu madde doğrultusunda 28861 sayılı ve 24/12/2013 tarihli Resmi Gazete’de İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik yayımlamıştır. Bu Yönetmelik hükümleri doğrultusunda 1/1/2014 tarihinden itibaren 10’dan az çalışanı olan ve tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından devlet desteği sağlanacaktır. İşverenlerin bu destekten faydalanmasında işverenin 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında Türkiye genelinde tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalıştırılan toplam sigortalı sayısı esas alınacaktır. İşyerlerinin bu destekten faydalanması için İSG-KATİP sistemine kayıtlı onaylanmış ve devam eden iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesine ilişkin, hizmet sunucusu ile yapılmış bir sözleşmesinin olması şarttır. Bu destek, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için sağlanacak iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedelinin sigortalı başına günlük miktarı 16 yaşından büyük sigortalılar için belirlenen prime esas kazanç alt sınırının günlük tutarının sırasıyla %1,4 ve %1,6’sı kadar olacaktır. Destek kapsamında iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında hizmet sunucularından alınabilecektir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı (Değ. 4/2/2014 - 28903) Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği
İşyeri SGK sicil numarasının ilk 2, 3, 4 ve 5. rakamı işyeri faaliyet kodunu / işkolu kodunu göstermektedir. 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı (Değ. 4/2/2014 - 28903) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde dörtlü kodlara karşılık gelen bu kod içeriğine göre bir veya daha fazla altılı koda ayrıştırılmıştır. Tescilin doğru olduğu dörtlü kodlar için tehlike sınıfı, işyerinin esas faaliyetini tanımlayan, tescil kodu /iş kolu kodunun altındaki altılı faaliyet kodunun karşısındaki tehlike sınıfıdır. Dörtlü tescil kodu/iş kolu kodunun esas işe karşılık gelmediği durumlarda SGK İl Müdürlükleri veya Sosyal Güvenlik Merkezlerine başvurarak tescilin değiştirilip NACE Altılı Faaliyet kodunun yeniden seçilmesi gerekmektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı (Değ. 4/2/2014 - 28903) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı (Değ. 4/2/2014 - 28903) Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği
İSG hizmetleri ile ilgili sözleşmelerin yapıldığı İş Sağlığı ve Güvenliği Kayıt, Takip ve İzleme Programı (İSGKATİP)’nda
işyeri bilgileri SGK’dan alındığından söz konusu bilgileri SGK değiştirebilmektedir. Bu nedenle
tescil değişikliği için bağlı bulunulan SGK İl Müdürlüğü Tescil Birimlerine başvurulması gerekmektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı (Değ. 4/2/2014 - 28903) Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği
İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde NACE Rev.2 Altılı Ekonomik Faaliyet
Sınıflaması kullanılmıştır. Tebliğde ve / veya sınıflamada işyerinin faaliyeti bulunamıyor ise sınıflamada yetkili
kurum olan Türkiye İstatistik Kurumuna (TUİK) başvurulması gerekmektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı (Değ. 4/2/2014 - 28903) Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği
İşyerinin (minimum) 23 haneli olan SGK Sicil Numarasının ilk 2.3.4. ve 5 karakterleri iş kolu kodu/faaliyet kodu/
tescil kodu olarak isimlendirilir. Bu 4 haneli kod işyerinin esas faaliyetini tanımlamaktadır. Bazı iş kolu
kodu/faaliyet kodu/ tescil kodlarının İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde karşılığı
bulunmamaktadır. Bu kodlar için aşağıdaki tabloya göre önce doğru 4 lü kod seçilmeli, sonra seçilen 4 lü iş kolu
kodunun altında yazılmış faaliyetlerden yapılan işi en iyi tanımlayan altılı kod seçilmelidir. Seçilen kod, 6 lı
NACE kodu; karşısında yazan tehlike sınıfı da işyerinin tehlike sınıfıdır.
4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 11/2/2004 tarih ve 25370 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elle
Taşıma İşleri Yönetmeliği, 29/12/2012 ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk
Değerlendirme Yönetmeliği
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 15/05/2013 tarih ve 28648 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, 23.08.2013 tarihli ve
28744 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Geçici veya Belirli Süreli İşlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında
Yönetmelik
23.08.2013 tarihli ve 28744 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Geçici veya Belirli Süreli İşlerde İş Sağlığı ve
Güvenliği Hakkında Yönetmelik” in 6 ve 7 nci maddelerinde;
“Çalışanların bilgilendirilmesi
MADDE 6 – (1) İşveren, belirli süreli işlerde veya geçici süreli iş ilişkilerinde 6331 sayılı Kanunun 16 ncı
maddesinde belirtilen bilgilendirme yükümlülüğü saklı kalmak kaydı ile çalışanlara;
a) İşe başlamadan önce yapacakları işin ne olduğu ve bu işte karşılaşacakları riskler hakkında gerekli
bilgilerin verilmesini sağlar.
b) Özellikle yapılacak işin gerektirdiği mesleki bilgi, yetenek, tecrübe ve gerekli sağlık gözetiminin neler
olduğu konusunda bilgi verilmesini sağlar. Ayrıca iş nedeniyle ortaya çıkabilecek ilave özel riskler açıkça
belirtilir.
Eğitim
MADDE 7 – (1) 6331 sayılı Kanunun 17 nci maddesi hükmü ile birlikte işveren, belirli süreli veya geçici
süreli iş sözleşmeleri ile istihdam edeceği çalışanların bilgi ve tecrübelerini de dikkate alarak, yapacakları işin
niteliğine uygun yeterli eğitim almalarını sağlar.”
hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 15/05/2013 tarih ve 28648 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Çalışanların İş
Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik"in 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında
işverenin, çalışan fiilen çalışmaya başlamadan önce, çalışanın yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma
tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini sağlayacağı ve yine aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinde eğitimlerde geçen sürenin çalışma süresinden sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda bahsi geçen mevzuat hükümleri doğrultusunda; eğitimlerin işe başlamadan önce verilmesi gerektiği ve
çalışma yerinden farklı bir yerde verilebileceği, eğitim sürelerinin çalışma süresinden sayılacağı ve bu süreçte de
çalışanların sosyal güvencelerinin sağlanması gerekmektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik, 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı (Değ. 4/2/2014 - 28903) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 20/7/2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’in geçici 2 nci maddesi ile diğer sağlık personeli olarak görevlendirilecek uygun niteliğe haiz kişilerde 1/1/2015 tarihine kadar Yönetmeliğin EK-4’ünde yer alan örneğe uygun belgeye sahip olma şartı aranmamakta, ancak bu kişilerin 1/1/2016 tarihine kadar söz konusu belgeye sahip olması zorunluluğu getirilmektedir. Bununla birlikte 1/1/2015 tarihinden sonra görevlendirileceklerde EK-4’te yer alan örneğe uygun belgeye sahip olma şartı aranmaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 20.08.2013 tarihli ve 28741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuvarlar Hakkında Yönetmelik
20.08.2013 tarihli ve 28741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuvarlar Hakkında Yönetmelik ile; iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı kapsamında çalışma ortamındaki kişisel maruziyetlere veya çalışma ortamına yönelik fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkenlerle ilgili iş hijyeni ölçüm, test ve analizleri yapacak özel veya kamuya ait kurum ve kuruluş laboratuvarlarının yetkilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Söz konusu Yönetmeliğin “Laboratuvarın yükümlülükleri” başlıklı 6 ncı maddesinde; “işyerinde iş hijyeni ölçüm, test ve analizlerinin, Yönetmeliğin 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen istisnalar hariç, bu konuda ön yeterlik veya yeterlik belgesine sahip laboratuvar tarafından yapılacağı” hükmü yer almaktadır. Ayrıca Yönetmeliğin “Başvuru ve Belgelendirme ile İlgili Usul ve Esaslar” başlıklı dördüncü bölümünde başvuru ve belgelendirmeye ilişkin süreç açıklanmış olup Yönetmeliğin Ek-2’sinde başvuru dilekçesi örneği de bulunmaktadır. Söz konusu Yönetmeliğin “Başvuru dosyası” başlıklı 18 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, yeterlik belgesi veya ön yeterlik belgesi almak isteyen laboratuvarlar, Ek-2’de örneği verilen dilekçe ile Genel Müdürlüğe (İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdürlüğüne) başvurur.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 20/7/2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında
Yönetmelik
20/07/2013 tarih ve 28713 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğin geçici 3 üncü maddesinde; kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan tüm işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği yönünden özellikli rapor niteliğinde olan işe giriş ve periyodik sağlık muayenelerinin aynı 6331 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olduğu gibi kamu sağlık hizmeti sunucuları (sağlık ocakları, hastaneler, vb.) tarafından düzenlenebileceği hüküm altında alınmıştır. İşyeri söz konusu kapsamda ise çalışanların sağlık raporlarının, kamu sağlık hizmeti sunucularından alınabilmesi, eğer işyeri bu kapsamda değilse; bu raporların işyerinde görevli işyeri hekimi veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminden veya toplum sağlığı merkezinden alınabilmesi mümkündür.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerlerde dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanmaktadır. Söz konusu Kanun ile çırak ve stajyerlerin kapsama dâhil edilerek mesleki risklerden korunmaları ve sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmaları güvence altına alınmıştır. 15 Mayıs 2013 tarih ve 28648 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde bu eğitimlerin kimler tarafından verilebileceği belirtilmektedir. Stajyerlerin mesleki eğitim görecekleri işyerlerinin işverenleri bu eğitimleri bağlı bulundukları meslek odalarından veya işçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve ortak sağlık ve güvenlik birimleri bünyesinden sağlayabilirler.
07/11/2007 tarihli ve 2007/12937 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Binaların Yangından
Korunması Hakkında Yönetmelik, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 17.07.2013 tarih ve 28710 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin
Yönetmelik
İşyeri bina ve eklentilerinde uygulanacak asgari sağlık ve güvenlik şartlarının belirlenmesinde temel amaç herhangi bir tehlike durumunda, bütün çalışanların işyerini derhal ve güvenli bir şekilde terk etmelerini sağlamaktır. 17 Temmuz 2013 tarihli ve 28710 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmeliğin Ek-1 İşyeri Bina ve Eklentilerinde Uygulanacak Asgari Sağlık Ve Güvenlik Şartları kısmının 10 uncu maddesinin (ç) bendinde “Acil çıkış kapılarının, acil durumlarda çalışanların hemen ve kolayca açabilecekleri şekilde olması sağlanır. Bu kapılar dışarıya doğru açılır. Acil çıkış kapısı olarak raylı veya döner kapılar kullanılmaz.” ve (d) bendinde “Acil çıkış yolları ve kapıları ile buralara açılan yol ve kapılarda çıkışı zorlaştıracak hiçbir engel bulunmaması, acil çıkış kapılarının kilitli veya bağlı olmaması sağlanır.” ifadeleri yer almaktadır. Ayrıca söz konusu yönetmelikte 07/11/2007 tarihli ve 2007/12937 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olması gerektiği ifade edilmektedir.
4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun, 29.11.2006 tarih ve 26361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği, , 11.03.2012 tarih ve 28230 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanımların Kategorizasyon Rehberine Dair Tebliğ Kişisel Koruyucu Donanımların belgelendirilme prosedürü KKD’lerin kategorilerine göre değişiklik göstermektedir.
KATEGORİ I: BASİT YAPIDAKİ KKD’ LER
Üretici; ürünün temel sağlık ve güvenlik gereklerine uygunluğunu sağlamalı, teknik dosya hazırlamalı AT Uygunluk Beyanı düzenleyerek CE işaretini iliştirmelidir.
KATEGORİ II: KATEGORİ I VE II DIŞINDA KALAN KKD’ LER
Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliğinin 9 uncu maddesinde belirtildiği üzere CE İşareti iliştirilebilmesi için
AT Tip İncelemesi gerekir.
Bu durumda; üretici teknik dosya hazırlar, onaylanmış kuruluş AT tip inceleme belgesi düzenler ve üretici AT Uygunluk Beyanı düzenleyerek ürüne CE işareti iliştirir
KATEGORİ III: KARMAŞIK YAPIDAKİ KKD’ LER
Üretici teknik dosya hazırlar, Onaylanmış Kuruluş AT tip inceleme belgesi düzenler ve Onaylanmış Kuruluş tarafından yılda bir yapılacak denetimlere ilişkin “Nihai Ürün için Avrupa Topluluğu Kalite Kontrolü” veya “Üretimde Avrupa Topluluğu Kalite Kontrol Sistemi” prosedürlerinden birini seçer. (89/686/EEC – 11A & 11B) Üretici AT Uygunluk Beyanı hazırlayarak ürüne CE işareti iliştirir. İmalatçı homojen bir üretimin sağlanması için gerekli bütün önlemleri alır.
02.07.2013 tarih ve 28695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde
Kullanılması Hakkında Yönetmelik, 29.11.2006 tarih ve 26361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel
Koruyucu Donanım Yönetmeliği
Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik 6331 sayılı İş Kanunun 30 uncu
maddesi ve 89/656/EEC sayılı Direktif esas alınarak hazırlanmış olup sanayiden sayılan ve İş Kanunu kapsamına
giren işyerlerinde uygulanmaktadır.
İşyerlerinde belirlenen risklerin alınan teknik önlemler, toplu koruma uygulamaları, iş organizasyonu veya
çalışma yöntemleri ile önlenememesi ya da azaltılamaması durumunda kişisel koruyucu donanımlar
kullanılacaktır. İşyerlerinde kullanılan kişisel koruyucu donanımların KKD Yönetmeliğine uygun olarak tasarlanmış ve üretilmiş olması gerekmektedir.
İşveren işyerindeki muhtemel riskleri değerlendirmeli, kişisel koruyucu donanımları kullanacak kişiye,
söz konusu risklere ve kullanılacağı koşullara göre seçmeli ve seçtiği KKD’nin güvenli ürün olmasına
yani CE işareti taşımasına, Türkçe kullanım kılavuzu bulunmasına dikkat etmeli ve kişisel koruyucu
donanımları ücretsiz olarak vermelidir. Kişisel koruyucu donanımları hangi risklere karşı kullanacağı
konusunda çalışanı bilgilendirmeli ve KKD’nin kullanımı konusunda uygulamalı olarak eğitim verilmesini
sağlamalıdır.
Çalışanlar ise işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda kişisel koruyucu donanımları
doğru kullanmak ve muhafaza etmekle sorumludur.
29.11.2006 tarih ve 26361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği, ,
11.03.2012 tarih ve 28230 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanımların Kategorizasyon
Rehberine Dair Tebliğ
2 Temmuz 2013 tarihli ve 28695 sayılı Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmeliği Ek 3’ünde KKD’lerin kullanılması gerekli olabileceği işler ve sektörler ve Ek 2De kullanılacak KKD’lerin listesi yer almaktadır. Aşağıda sektörlerde kullanılan KKD türlerine göre örnekler verilmektedir. Baş koruyucuları: Plastik iç destekli başlık, baret, yangın başlığı, bisikletçi kaskı, kepler, boneler, siperlikli veya siperliksiz saç fileleri Kulak koruyucuları: Kulak içine ve dışına takılan tüm koruyucular, kulak tıkaçları, manşonlu kulaklıklar, baretlerle birlikte takılan kulaklıklar ve benzeri cihazlar
Göz Koruyucular: Güneş gözlüğü, taşlama gözlüğü, kaynak gözlüğü, asit gözlüğü
Yüzü kısmen veya tamamen koruyucu donanımlar: Kaynakçı siperi, yüz siperleri
Solunum sistemi koruyucuları: Toz maskesi, gaz maskesi, hava beslemeli gaz maskeleri, gaz maskesi filtreleri
El ve kol koruyucuları: Eldivenler, parmaksız eldivenler, parmakları birleşik eldivenler, sadece parmakları veya
avuç içini koruyan giysiler dâhil eli veya elin bir kısmını koruyan tüm koruyucular
Ayak ve bacak koruyucuları: Çelik burunlu ve tabanlı ayakkabılar, dizlik, tozluk, çizme
Koruyucu giysiler: Reflektif yelek, biyolojik/kimyasal risklere karşı koruyucu tulum, ısıya dayanıklı tulum, asit
ve kimyasal önlüğü, dalgıç elbiseleri ve su kayağı için koruyucu giysiler vb. spor aktiviteleri için kullanılan koruyucu giysiler
Yüksekten düşmeye karşı koruyucular: Emniyet kuşağı, emniyet kemerleri bacak bantları, tam vücut emniyet kemerleri, bel tipi emniyet kemerleri, mesleki kullanım için ucu kancalı halat (lanyard), seyyar düşme engelleyicileri, karabinalar, enerji soğurucular, bağlayıcılar, bağlama noktaları vs.
Boğulmayı önleyici donanımlar: Boğulmayı önlemek üzere tasarlanıp üretilmiş can yelekleri, su üstünde tutmaya yardımcı donanımı içeren yüzme giysileri, yüzme kollukları
29.11.2006 tarih ve 26361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği,
23.02.2012 tarih ve 28213 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “CE” İşareti Yönetmeliği, 02.07.2013 tarih ve
28695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında
Yönetmelik
Kişisel Koruyucu Donanım (KKD);
1) Bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik tehlikesine karşı korunmak için kişilerce giyilmek veya taşınmak amacıyla tasarlanmış herhangi bir cihaz, alet veya malzemeyi,
2) Kişiyi aynı anda bir veya daha fazla muhtemel risklere karşı korumak amacıyla imalatçı tarafından bir bütün haline getirilmiş birçok cihaz, alet veya malzemeden oluşmuş bir donanımı,
3) Belirli bir faaliyetin yapılması için korunma amacı olmaksızın, taşınan veya giyilen donanımla birlikte kullanılan, ayrılabilir veya ayrılamaz nitelikteki koruyucu cihaz, alet veya malzemeyi ifade eder.
Tüm kişisel koruyucu donanımlar, CE işareti taşımalı, Türkçe kullanım kılavuzu bulunmalı ve KKD Yönetmeliğinde tanımlanan temel sağlık ve güvenlik gereklerini karşılamalıdır. Standartlara uygun üretilmiş bir KKD’nin temel gerekleri karşıladığı kabul edilir. CE Uygunluk İşareti: Üreticinin, Kişisel Koruyucu Donanımlar Yönetmeliğinden kaynaklanan bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve bir KKD’nin ilgili tüm uygunluk değerlendirme işlemlerine tabi tutulduğunu gösteren işareti ifade eder. Tüm Kişisel Koruyucu Donanımlarda Bulunması Gereken Temel Sağlık ve Güvenlik Özellikleri:
Tasarım yönünden ergonomik olmalıdır. Kullananın vücut yapısına ergonomik gereksinimlerine ve sağlık durumuna uygun olur. Gerekli ayarlamalar yapıldığında kullanana tam uyar.
Koruma Düzeyleri ve Sınıfları yönünden mümkün olan en üst düzeyde koruma sağlamalıdır.
KKD’nin kendisi tehlikeye yol açmamalıdır. Çalışırken kullanıcıyı engellememelidir. Hafif, dayanıklı olmalıdır.
Farklı KKD ile birlikte kullanılacaksa uyumlu olduğu KKD tipleri veya sınıflarının listesi bulunmalıdır.
29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki,
Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik; 20.07.2013 tarih ve 28713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik
İşyeri Hekimliği Ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitici Belgesi
29 Aralık 2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik” ile “İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde “İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitici Belgesi” talep edenlerin belgelendirilmesinde aşağıda belirtilen yol izlenecektir.
İşyeri Hekimleri İçin
Şahsi Başvuru Dilekçesi,
Lisans Diploması Aslı veya Onaylı Örneği,
T.C Kimlik No Beyanı,
Eğiticilerin Eğitimi Belgesi Aslı veya Onaylı Örneği,
Geçerli İşyeri Hekimliği Belgesi Aslı veya Onaylı Örneği,
5 yıl fiilen İşyeri Hekimi Olarak Çalışıldığına Dair;
o Firmalar ile yapılan İşyeri Hekimliği Sözleşmeleri aslı veya onaylı örneği,
o Sözleşme tarihlerini kapsayan part-time yazıları veya firma tarafından kişinin adına ödenmiş prim
ödemelerini gösterir firmaca onaylanmış belgeler,
o Görev yaptığı yıllara ait TTB görevlendirme yazıları aslı veya onaylı örneği,
o SSK Hekim Yetki Yazısı aslı veya onaylı örneği,
o Hangi tarihler aralığında söz konusu firmada İşyeri Hekimi olarak görev yapıldığını belirtir firma
yazısının aslı veya onaylı örneği,
o Komisyon tarafından gerekli görüldüğü takdirde, İSG Kurul Karar Defterlerinin aslı veya onaylı
örneğinin ibrazı zorunludur.
İSG-KATİP için işletmenizde yetkili kişi SGK e-Bildirge üzerine kayıtlı olan kişidir. Şirket sahibi, mali müşavir veya muhasebecilerin üzerine kayıtlı olabilmektedir. Bağlı bulunduğunuz SGK’dan SGK sicil numaranızı ibraz ederek öğrenebilirsiniz. Veya SGK e-Bildirge ekranına giriş yaparken kullandığınız kullanıcı adı, e-Bildirge üzerine kayıtlı olan kişinin TC Kimlik numarasıdır.
İSG Profesyonelleri Havuzu sertifika sahiplerinin kendilerini kaydettikleri bir tanıtım listesidir. Buradaki iletişim adreslerinden İşyeri, OSGB ve eğitim kurumları ilgili uzman veya hekimle irtibata geçip personel ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Kısacası İşveren ile çalışanları bir araya getiren bir ‘’buluşma noktası’’dır. Buradan kesinlikle sözleşme yapılamaz. Sözleşme için Görevlendirme-Sözleşme bölümü kullanılmalıdır.
Tehlike sınıfının seçimi yapılabilmesi için SGK’nın e-Bildirge programının anasayfasından İşkolu kodu
değişikliği bölümüne girin. İşinizle alakalı olan NACE kodunu 2012 yılında yayımlanan Tehlike Sınıfları
Tebliğine göre seçin. Daha sonra seçilen 6’lı NACE kodunu bağlı bulunduğunuz SGK İşyeri Tescil Servisinden
tescil ettirin. Yapılan güncellemeler üç gün içerisinde İSG-KATİP’e aktarılacaktır.
Bağlı bulunduğunuz SGK’dan e-Bildirge Yöneticinizi değiştirin. Değişiklik neticesinde yetkilendirilen kişi
üzerinde başka sicil numaraları için yetki varsa, ‘’Kurum Seçiniz’’ ekranın alt kısmındaki «E-Bildirge
Kullanıcısını Güncelle» butonunu tıklayın, ertesi gün sistem talebinizi gerçekleştirir. Eğer kişinin üzerinde
herhangi bir sicil numarası yoksa, değişiklikten sonra sisteme giriş yapmayı deneyin ertesi gün sistem açılır
a. İSG-KATİP’e giriş için Sosyal Sigortalar Kurumunda kayıtlı e-bildirge yönetici e-devlet şifresi ve TC
kimlik numarasını kullanınız.
b. E-Bildirge yöneticisi güncellenmesi yapılmasına rağmen İSG-KATİP’e girilemiyorsa “E-Bildirge
Kullanıcısını Güncelle” butonuna basarak sisteme giriş için 3 gün bekleyiniz.
a. Görevlendirilecek personelin İSG-KATİP üzerinde kaydı mevcut değildir. İSG-KATİP birimi ile
iletişime geçiniz.
b. Görevlendirilecek personel İSG-KATİP’e kayıtlı ise çalışma süresi işyeri için yeterli değildir.
Bu hususlar haricinde İSG-KATİP’de firmalara ait Nace 4 lü ve/veya 6 lı kod değişimi ve şirket e-bildirge
yöneticisi atama/güncelleme yetkisi Sosyal Sigortalar Kurumu’nda bulunduğundan bu verilerin Sosyal Güvenlik
Kurumu veri tabanında güncellenmesi ile ilgili Sosyal Sigortalar Kurumu İşveren Tescil Servisi ile iletişime
geçmeleri gerekmektedir.
2 4322 XX XX XXXXXXX XXX XX XX olarak İSG-KATİP’e aktarılmış olup 6'lı NACE kodunun ise İSGKATİP’te
bulunmamaktadır.
6'lı NACE kodunun İSG-KATİP’e tanımlanabilmesi amacıyla öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu İşyeri Tescil
Servisi ile iletişime geçilerek NACE alt sınıf girişinin yaptırılması gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumunda
yapılacak değişiklik neticesinde işlemleriniz İSG-KATİP üzerinden otomatik olarak yürütülecektir.
2 XXXX XX XX XXXXXXX XXX XX XX SGK sicil numarasına sahip iş yerinizde, XXXXXXXXXXX T.C.
Kimlik numarasına sahip kişinin e-Bildirge kullanıcısı olarak yetkili olmadığı tespit edilmiştir.
Bu itibarla, Sosyal Güvenlik Kurumu İşveren Tescil Servisi ile iletişime geçilerek e-Bildirge yöneticisinin
belirlemiş olduğunuz kişi olarak atanmasını talep etmeniz gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumunda yapılacak
değişiklik neticesinde İSG-KATİP üzerinden yapılacak işlemler otomatik olarak yürütülecektir.
İSG profesyonelleri ve eğiticiler modülünde, İSGGM tarafından yetkilendirilmiş olan işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, diğer sağlık personeli ve eğiticiler için hazırlanmış ortak ekranlar yer almaktadır. Modül üzerinde
Ortak sağlık ve güvenlik birimleri (OSGB) İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yürütecekleri iş ve
işlemleri, görevlendirdikleri sorumlu müdürlerinin kimlik bilgileri ve e-devlet şifresi ile İSG-KATİP sistemine
girerek sözleşmelerini Genel Müdürlüğümüz web sitesinde yayımlanmakta olan kılavuz yardımıyla
yapabilmektedirler.
İşe başladığınız tarihten itibaren, deneme süreniz dedâhil en az bir yıl çalışmanız halinde yıllık ücretli izne hakkazanırsınız. Ancak ardı ardına ya da farklı tarihlerde aynı işverene ait değişik işyerlerinde çalışmış iseniz, yıllık izne hak kazanmanız için gerekli olan bir yıllık süreyi hesaplarken bu işyerlerinde geçen hizmet sürelerinizi toplamanız gereklidir.
Örneğin önce A işverenine ait X işyerinde 4 ay, sonra da yine A işverenine ait Y işyerinde 8 ay çalışmış iseniz, her iki hizmet sürenizi toplayacağımızdan, Y işyerindeki 8 aylık çalışmanız yıllık izne hak kazanmanız için yeterli olacaktır.
Yıllık izin süreleriniz, işyerindeki kıdeminize göre hesaplanır. Eğer işyerinizde;
- bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dâhil)
hizmetiniz varsa yıllık izin süreniz 14 günden;
- beş yıldan fazla on beş yıldan az hizmetiniz
varsa 20 günden;
- on beş yıldan fazla hizmetiniz varsa 26 günden az olamaz.
Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) hizmeti olanlar, ancak beş yıllık hizmet sürelerini doldurduktan sonra
hak kazandıkları yıllık izinlerini 20 gün üzerinden kullanabilirler.
Örneğin 01.02.2004 tarihinde işe girmiş olan bir işçi,
01.02.2005’de 1. hizmet yılını, 01.02.2006’da 2.’sini,
01.02.2007’de 3.’sünü, 01.02.2008’de 4.’sünü ve
01.02.2009’da 5. hizmet yılını doldurmuş olacaktır.
Söz konusu işçi 5 yıllık hizmet süresini doldurduktan
sonra 01.02.2010 tarihinde hak kazanacağı yıllık
iznini 20 gün üzerinden kullanabilecektir.
Kanunda öngörülen yıllık izin süreleri asgari süreler olup, işverenle imzalayacağınız hizmet akti ya da işyerinizde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi ile yıllık izin sürelerinizin daha uzun belirlenmesi mümkündür.
Evet. Eğer 18 yaşından küçük ya da 50 yaşından büyük işçi iseniz, yıllık ücretli izin süreniz en az 20 gün olmalıdır. Bunun anlamı; örneğin 16 yaşında bir işçi, hizmet süresi beş yıldan az dahi olsa, 18 yaşına gelinceye kadar, her yıl için yıllık izinlerini 14 gün olarak değil 20 gün üzerinden kullanacaktır.
İş Kanunu’nda belirtilen 14, 20 ve 26 günlük yıllık izin sürelerine hafta tatilleri dahil edilmemiştir. Yıllık izinlerinizi kullanırken, izin sürenize rastlayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinin bu sürelere ilave edilmesi gereklidir. Örneğin; 14 günlük yıllık izne ayrılan bir işçi, bu süreye 2 gün de hafta tatili rastlayacağından, fiilen 16 gün yıllık izin kullanacaktır.
Her hizmet yılına ait yıllık izninizi gelecek hizmet yılı içinde kullanabilirsiniz. Örneğin; 2009 yılı yıllık iznine 01.02.2010 tarihinde hak kazanmış iseniz, izninizi 01.02.2010 - 01.02.2011 tarihleri arasında kullanabilirsiniz. Ancak bu tarihler arasında izninizi tam olarak hangi zaman dilimi içinde kullanabileceğiniz hususunda, işvereninizin takdir hakkı bulunmaktadır.
Uğradığınız kaza veya hastalık sebebiyle uzun süre işe gidememeniz halinde (sağlık raporu ile belgelendirilmiş olmalıdır), o tarihteki hizmet sürenize göre hesaplanacak bildirim sürenize altı hafta daha eklenir ve eğer raporlu olduğunuz süre bu şekilde hesaplanacak süreden daha fazla ise, fazla olan kısım yıllık ücretli izninizin hesaplanmasında değerlendirmeye alınmaz. Örneğin; işyerinde 2 yıllık bir çalışmanız varken, kaza geçirdiğinizi ve 5 ay rapor kullandığınızı düşündüğümüzde, 2 yıllık hizmeti olan bir işçi için ihbar süresi 6 hafta olacağından, bu süreye bir 6 hafta daha eklenecek ve bulunacak 12 haftalık süre yıllık izin hakkınızı hesaplarken çalışılmış gibi sayılacak, geri kalan süre ise değerlendirmeye alınmayacaktır.
Başka bir deyişle 2 yıllık kıdemi olan ve 01.02.2009 tarihinde yıllık izne hak kazanan, 01.05.2009- 01.10.2009 tarihleri arasında ise 5 ay raporlu olan bir işçi, bir sonraki yıllık iznine 01.02.2010 tarihinde değil 01.04.2010 tarihinde hak kazanacaktır. (5 aylık rapor süresinin 12 haftası çalışılmış, kalan süre çalışılmamış sayıldığından)
Evet, yıllık izin mutlaka ücretli olarak kullandırılması gereken bir izindir. İşvereniniz, kullanacağınız yıllık izin sürenize ait ücretinizi, siz izne çıkarken peşin olarak vermek ya da avans olarak ödemek zorundadır.
Ancak yıllık izin süreniz için size ödenecek ücrete fazla çalışma ücretleri, pirimler ve sosyal yardımlar dahil edilmeyecektir.
İşvereniniz işyerinizde çalışan işçilerin tümünün ya da bir kısmının, yıllık izinlerini Nisan ayı başı ile Ekim ayı sonu arasındaki bir tarihte toplu olarak kullanmalarına karar verebilir. Böyle bir uygulamada belirli sayıda işçi, işyerinin korunması, araç-gereç ve makinaların bakımı vb. işler ile ilgilenmek üzere toplu izin uygulaması dışında tutulabilir.İşyerinizde toplu izin uygulamasına karar verilmesi halinde, henüz yıllık izne hak kazanmamış işçiler de bu uygulamaya dahil edilebilirler.
İşyerinizde 100’den fazla işçi çalışması halinde kanunen bir izin kurulunun oluşturulması zorunludur. İzin kurulu 1 işveren veya işveren temsilcisi ile 2 işçi temsilcisi olmak üzere toplam 3 kişiden oluşur. İzin Kurulu üyesi olacak işçiler ve yedekleri, varsa işyeri sendika temsilcisi tarafından, yoksa işyerinde çalışan işçiler tarafından seçilir. İzin Kuruluna işveren temsilcisi olan üye başkanlık eder. İzin Kurulu üyeleri iki yılda bir yeniden seçilir.
İşçiler yıllık izinlerini hangi tarihlerde kullanmak istediklerine ilişkin taleplerini izin kuruluna iletirler. İzin kurulu, başkanın çağrısı üzerine toplanır ve bir taraftan bu talepleri diğer taraftan işyerindeki işçi sayısını, işçilerin kıdemlerini ve işlerin aksamaması zorunluluğunu dikkate alarak bir izin çizelgesi düzenler. Bu çizelgede her bir işçinin hangi tarihler arasında izin kullanacağı belirtilir. İşverence onaylanan yıllık izin çizelgeleri işyerinde ilan edilir. İzin kurulu ayrıca işçilerin yıllık izinlerle ilgili talep ve şikayetlerini işverene iletir ve yıllık izinlerin daha yararlı geçmesi için kamplar, geziler vb. ni düzenler.
Ara dinlenmesi günlük çalışma sürenizin ortalama bir zamanında verilen ve süresi çalıştığınız yerin geleneklerine ve işin
gereğine göre ayarlanan dinlenme süresine verilen addır. Günümüzde işyerlerinde uygulanan ve öğle yemeği molası, çay molası ya da sigara molası vb. isimlerle adlandırılan dinlenme zamanlarının tümü ara dinlenmesi olarak nitelendirilebilir. Ara dinlenmesi, günlük çalışma süreniz;
- dört saat veya daha kısa ise onbeş dakikadan,
- dört saat ile yedibuçuk saat arasında ise (yedibuçuk
saat dahil) yarım saatten,
- yedibuçuk saatten fazla ise bir saatten, daha az
olmamalıdır.
Hafta tatilinden önce, İş Kanunu’nun 63. maddesine göre belirlenen iş günlerinde tam olarak çalışmanız halinde hafta tatiline hak kazanırsınız. Örneğin; işyerinizde eğer haftanın 6 işgünü toplam 45 saatlik bir çalışma düzeni uygulanıyorsa, hafta tatiline hak kazanabilmeniz için söz konusu 6 günde tam olarak çalışmanız gerekmektedir. Hafta tatili süresi 24 saattir ve bu süre kesintisiz olarak kullandırılmalıdır.
Hafta tatili günleri yapılan çalışmalar, haftada 45 saatlik çalışma süresinin aşılmasına neden olacağından, fazla çalışma gibi ücretlendirilmelidir. Örneğin; bir işçinin hafta tatilinin Pazar günü olduğunu ve bu işçinin Pazar günü çalıştığını düşündüğümüzde, bu işçi kanuna göre hafta tatili ücreti olarak çalışmadan o güne ait yevmiyesini alacak, ayrıca tatil yapmayarak çalıştığı için ilave bir yevmiyeye daha hak kazanacak, fakat bu çalışma aynı zamanda haftada 45 saatlik yasal çalışma süresini aşmasına neden olduğundan, % 50 zamlı yani birbuçuk yevmiye olarak ödenecek, dolayısıyla söz konusu işçi bir günlük hafta tatili çalışması için toplamda ikibuçuk yevmiyeye alacaktır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağınıza dair, işverenle imzalayacağınız hizmet aktine yazılı bir hüküm konulabilir ya da işyerinizde uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesi varsa bu hususta toplu iş sözleşmesi ile genel bir düzenleme yapılmış olabilir. Bu durumlarda sözleşmelerdeki hükümlere göre hareket edilir. Ancak, yazılı hüküm olmadığı hallerde işverenin herhangibir ulusal bayram ve genel tatil gününde çalışmanızı talep edebilmesi için önceden yazılı onayınızı almış olması gereklidir.
Herhangibir ulusal bayram ve genel tatil gününde çalışmamanız halinde işvereniniz o güne ait ücretinizi tam olarak ödeyecektir. Çalışma yapmanız halinde ise, çalıştığınız hergün için ilave bir yevmiye daha vermesi gereklidir. Örneğin Nisan ayında 23 Nisan genel tatil günü çalışma yapmayan ancak, onun dışında kalan tüm günlerde çalışan bir işçi 30 günlük ücrete hak kazanırken, 23 Nisan günü de çalışma yapan bir işçi, genel tatil çalışmasından dolayı ilave bir yevmiyeye daha hak kazandığından, 31 günlük ücret alacaktır.
4857/17 gereği iş sözleşmesini fesih etmek isteyen taraf; feshi yazılı olarak ve çalışma süresinin gerektirdiği bildirim süresine bağlı kalarak diğer tarafa iletmekle yükümlüdür.
İş sözleşmeleri;
* İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
* İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
* İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
* İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır.
İş sözleşmesini belirlenen bildirim sürelerine uymaksızın fesih eden taraf, söz konusu sürenin ücretini ihbar tazminatı olarak diğer tarafa ödemek durumundadır. Bildirim süreleri bölünemez, kısmen uygulanamaz. Böylesi bir uygulama halinde, tüm bildirim süresi esas alınarak ihbar tazminatı ödenmesi gerekecektir.
İşvenin iş sözleşmesini derhal feshetmesini gerektirecek sağlık sebepleri İş Kanununun 25. Maddesi’nde şu şekilde ifade edilmektedir:
a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.
b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.
(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.